Edward norton'un bir nazi sempatizanı karakteri canlandırdığı american history x filmiyle ile büyük bir çıkış yapan tony kaye uzun zamandır sesi çıkmayan yönetmenler arasındaydı. yeni filmi "detachment" ile yönetmen başarı seviyesinin olduk
ça düşük olduğu sorunlu bir okulda yedek öğretmenliğe başlayan henry'nin (adrien brody) hikayesine odaklanıyor. film, öğretmenlik mesleği üzerine yapılan çeşitli tespitlerle açılıyor. henry'nin okula adım atmasıyla birlikte sorunlu bir okulda olabilecek problemlerle karşılaşmasıyla devam ediyor. ve henry kısa bir süre içerisinde sevilen bir konuma geliyor. bunu; eğitim sisteminin bilinen; derse zorunluluk, sıkıcı kalın kitaplar ve o kitapların içerisinde sanki hayatın dışında gibi duran ve hiçbir zaman işimize yaramayacakmış gibi gözüken bilgiler yığınını sıkıcılıklarını tersyüz ederek başarıyor. zaten öğretmenlik mesleğinin aşılması zor en büyük paradoksudur "didaktik" olmamayı başarabilmek. söyleyince bile saçma gelir insanın kulağına hem "eğitim ve öğretim" sunmalısınız hem de "didaktik" olmamalısınız. henry'nin başarısı da zaten buradan geliyor. yani "didaktik" olmamaktan, tam anlamıyla öğrencileriyle bir öğrenme ortaklığı gerçekleştiriyor ve bu da onu kısa bir süre içerisinde sevinen bir noktaya taşıyor. mesela filmin finaline doğru okul koridorlarında yaşadığı hissiyatı edgar allan poe'nun bir öyküsüyle anlatmaya çalışıyor öğrencilerine ve o sıkıcı bulunan metin biranda öğrencilerin de duygularına tercüman oluyor.
Film henry'nin öğrencilerine öğrenme ve keşfetme odaklı eğitiminin yanı sıra; başarı (test) odaklı eğitim sistemi ve öğretmenlerin gerçekten bi'şeyler öğretme odaklı eğitim anlayışlarının da bir çatışmasını sunuyor.
Uzun süredir görmediğiniz bir dostunuzun yolda ansızın karşınıza çıkması gibi tony kaye yıllar sonra karşımıza çıkıyor ve kolunun altında american history x kadar iyi bir film taşıyor. umarım o dost arayı artık bu kadar uzun tutmaz ...
Yorumlar