Lisbeth için uyarladığım bu kurgu tabiki sadece kolundaki dövmeden ibaret değil... Cadi, bircok din ve mitolojide dogaustu gucleri olduguna inanilan kadindir. Bazi kaynaklara gore ise, cadilik 15. ve 17. yuzyillar arasindaki zor yasam kosullari altinda yasayabilmek icin bazi kadinlarin yaptiklari zoraki bir meslektir. Ejderha Dovmeli kizin sempatik karakteri "Lisbeth Salender" 'e bu tanimlari uyguladigimizda, zor yasam kosullari icerisinde donustugu sey ortacagdaki hemcinsleriyle benzer ozellikteki siber bir suikastci oluyor.Doğaüstü güçlere sahip olan Cadılara benzer şekilde Lisbeth'in silahıda küresi değil "dizüstü bilgisayarı" oluyor. Tabi O'nun bu yetenegi cadıların engizisyon mahkemelerindeki kadere benzer bir şekilde "eril iktidar" tarafindan lanetleniyor...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar