The Green Hornet'in yilan hikayesine donusen yapim surecinden sonra filmi nihayetinde Michel Gondry devralmisti. Zengin super kahramanimiz The Green Hornet'i canlandiran Seth Rogan'la baslayan yanlis secimler silsilesine, Inglourious Basterd'la kendisine hayran birakan Christoph Waltz'un kotu performansi, abartili ve yer yer gereksiz aksiyon sahneleri, surreal ve deneysel eglenceliklerine alistigimiz Michel Gondry'i de ekleniyor. Ortaya yapim surecinin sancilarini fazlasiyla yansitan vasat bir Hollywood eglenceligi cikiyor....
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar