Asli gibidir Ingiliz sanat tarihcisi bir adam ve sanat galerisi sahibi bir kadin'in sanat Toscana sokaklarinda gecirdikleri bir gun uzerine kurulu bir film. Bu haliyle hemen aklimiza Before Sunrise ve Before Sunset'i getiriyor ve bu iki film kadar da eglenceli ve bir o kadar da geveze bir seyirlik vaat ediyor. Elle ve James karakterleri konusmalarini saatlerce dinleyebileceginiz bir oyunculuk sergiliyorlar. Ilk yarisinda sanat tarihcisi James'in kitabi uzerinden sanat uzerine yapilan keyifli dialoglar, ikinci yarisinda bu iki yabancinin evli-ymis gibi davranmalariyla Kopya-Gerceklik sorgulamari kadin-erkek iliskilerine ve evlilige entegre ediliyor. Filmin her iki bolumundeki bu ayrilik ya da aykirilik demeliyim belki de, seyircinin cevabini filmin sonuna kadar bulamayacagi bir soru isareti kafasinda yaratiyor ve "-mis" gibi davranan karakterlere siz de "-mis" gibi davranarak katiliyorsunuz.
"Asli gibidir" daha cok kamusal alanda karsimiza cikan bir cumle. Bu haliyle perdede gordugumuz "seylerin" resmi ideolojinin sanata, sosyal hayata ve nihayetinde iliskilere getirdigi yansimalar oldugunu dusunup "Asli gibidir" diyerek onaylayabiliriz. Ya da yasamin sonsuz bir donguden olustugunu ve aslinin uzerinden en azindan bir kopyasinin (ya da daha fazla) mutlaka yasanacagini dusunup "Asli Gibidir" diyebiliriz.
"Asli gibidir" daha cok kamusal alanda karsimiza cikan bir cumle. Bu haliyle perdede gordugumuz "seylerin" resmi ideolojinin sanata, sosyal hayata ve nihayetinde iliskilere getirdigi yansimalar oldugunu dusunup "Asli gibidir" diyerek onaylayabiliriz. Ya da yasamin sonsuz bir donguden olustugunu ve aslinin uzerinden en azindan bir kopyasinin (ya da daha fazla) mutlaka yasanacagini dusunup "Asli Gibidir" diyebiliriz.
Yorumlar