Zeki demirkubuz'un o alışılagelmiş minimal filmlerinin dışında bir yapım olarak karşımıza çıkıyor "kıskanmak" ... demirkubuz'un daha önceki filmlerinde alışık olduğumuz insan ruhundaki "karanlık" dehlizleri keşfetme serüveni bu sefer burjuva bir aileye hapsettiği cumhuriyet devriminin başarı/başarısızlığı üzerine bir alegori oluşturmakla gerçekleşiyor...
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar