Seyircinin gerçekten yaşanmış birşeyler görmek için gerçekliği sinemada arama serüvenine son zamanlarda çok rastlıyoruz. İnsanın "röntgenleme" arzusunu törpülemeye çalışan bu filmler özellikle son zamanlarda oldukça popüler...Blair Cadısı'yla başlayan bu trend, My Little Eye, Cloverfield, [REC] gibi filmlerle devam etti. Korku sinemasının denediği bu yeni yolda "Rogue" böyle bir yerde durmuyor. Hatta bu söylediklerimizden tamamen farklı. Fakat Greg McLean ise seyirciye gerçeklik hissiyatını yaşatmak için farklı bir yol deniyor. Avustralya'da nehir turuna çıkan bir grup, bölgede yaşayan büyük bir timsahın saldırısına uğrarlar ve gezi kabusa dönüşür. Yönetmen filmin başlamasıyla birlikte kamerasını vahşi yaşama çeviriyor.Belgesel görüntüler, fotoğraf çekimleri yapan bir karakter ve gezi tanıtımı gibi bir yol izleyerek,seyirciye gerçeklik hissiyatını böyle sağlamaya çalışıyor. Fakat bu büyü filmin ikinci yarısından sonra bozulmaya başlıyor.Timsahın ininde çekilen sahneler insanda o gerçeklik hissiyatını kaldırıyor. Timsah inindeki sahnelerde film, orta karar bir gerilimden öteye gitmiyor. Greg McLean başyapıtı ve ilk uzun metraj filmi "Wolf Creek" ile yaptıklarını, bu filmde fazla ileriye taşıyamamış ne yazık ki...Buna rağmen hala Greg McLean'in korku sineması için uygun kurtarıcı olduğunu düşünüyorum...
Seyircinin gerçekten yaşanmış birşeyler görmek için gerçekliği sinemada arama serüvenine son zamanlarda çok rastlıyoruz. İnsanın "röntgenleme" arzusunu törpülemeye çalışan bu filmler özellikle son zamanlarda oldukça popüler...Blair Cadısı'yla başlayan bu trend, My Little Eye, Cloverfield, [REC] gibi filmlerle devam etti. Korku sinemasının denediği bu yeni yolda "Rogue" böyle bir yerde durmuyor. Hatta bu söylediklerimizden tamamen farklı. Fakat Greg McLean ise seyirciye gerçeklik hissiyatını yaşatmak için farklı bir yol deniyor. Avustralya'da nehir turuna çıkan bir grup, bölgede yaşayan büyük bir timsahın saldırısına uğrarlar ve gezi kabusa dönüşür. Yönetmen filmin başlamasıyla birlikte kamerasını vahşi yaşama çeviriyor.Belgesel görüntüler, fotoğraf çekimleri yapan bir karakter ve gezi tanıtımı gibi bir yol izleyerek,seyirciye gerçeklik hissiyatını böyle sağlamaya çalışıyor. Fakat bu büyü filmin ikinci yarısından sonra bozulmaya başlıyor.Timsahın ininde çekilen sahneler insanda o gerçeklik hissiyatını kaldırıyor. Timsah inindeki sahnelerde film, orta karar bir gerilimden öteye gitmiyor. Greg McLean başyapıtı ve ilk uzun metraj filmi "Wolf Creek" ile yaptıklarını, bu filmde fazla ileriye taşıyamamış ne yazık ki...Buna rağmen hala Greg McLean'in korku sineması için uygun kurtarıcı olduğunu düşünüyorum...
Yorumlar