Morton Rhue'nun aynı adlı romanından uyarlanan filmde,proje ödevi "otokrasi" için yapılan tartışmada öğrencilerini kademe kademe örgütleyen ve "Almanya'da bir daha diktatörlük olmaz, bunun için fazlasıyla bilinçliyiz." tezlerini öğrencilerine çürüten, faşizm, diktatörlük, demokrasi, aidiyetlik duygusu üzerine farklı bir öğrenme metodu ortaya koyan Wenger, her ne kadar işlerin çığrından çıkmasını tamamen engelleyemese de, öğrencilerinin asla unutamayacağı etkili bir öğrenme gerçekleştiriyor. Öğrencileri tabiri caizse, farkında olmadan, bile bile "lades" oluyorlar.
Şehrin üzerine kara bir bulut çökmüştü. Herkesin, bencilce yetişmesi gereken bir yerler vardı. Ve yüzlerinde de aynı soğuk, silik ifade… Yeni bir günün başlangıcının sevinci ve umutları, geçen günün batımıyla birlikte yok olmuştu sanki. Otobüs durakları umutsuzca bekleyişlerin yeri olurken, otobüsler bu umutsuz bekleyişlerin, umutsuz cevapları olmuştu. Reklâm panolarında anlamsızca sırıtan insan siluetleri insanları daha da mutsuz ediyordu. Megafonlardan yükselen sesler, önceden programlanmış bir günün özetini geçiyordu. İmkânların ortasında bir imkânsızlık yaşanıyordu. Burada güneş yalnızca batıyordu…
Yorumlar