Yaşadığı dünyadan kendini tecrit etmiş, kendi dünyasında yaşayan bir kaybeden Bob; kimi zaman Amelie, Forrest Gump kadar sevimli ve dünyayı o kadar seven biri, kimi zaman Tyler Durden kadar, Alex(A clockwork Orange) kadar acımasız ! Güzel bir hayat, güzel bir eş, iyi bir maaş, işten sonraki happy hourslar hayat bu (mu) olsa gerek.. Medeniyette sıkışmış Bob'un hikayesi bu belkide kurtuluşunun....
Ben susayım Bob Konuşsun
Söz sende Bob;
Ben susayım Bob Konuşsun
Söz sende Bob;
Bir erkek, erkek olmanın ne demek olduğunu bilirdi. Zorluklara göğüs gererdiniz. Öyle yapmaya hakkınız vardı. Öyle yapmanız beklenirdi. Yaşam şekliniz...ve aldığınız eğitim sizi kaçınılmaz mücadelelere; parçalanma ve hatta ölümle sonuçlanabilecek mücadelelere hazırlardı. Sonra bir şey oldu.Ahlak kurallarının geçerli olduğu bir çağa girdik. Avukatlar, bizi güden çobanlar haline geldi. Ve eskiden anlaşılması gayet kolay olan şeyler adına medenileşme dediğimiz şeyin bürokrasisinin çarkları arasında arapsaçına döndü. Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu. İşini mahkemeler ve avukatlar yoluyla halletmek ve bürokrasinin yıldırıcı koridorlarında yorucu yolculuklar yapmak zorunda kaldı.......
Yorumlar